Pages

5 Mart 2012 Pazartesi

Başkalarının Hayatları

Rembrandt van Rijn - The Philosopher in Meditation
"Ne yazık ki, birisi tecrübe kazandıkça, gençliğini kaybediyor".
                                                                           Vincent Van Gogh

Son yıllarda, internetin de yaygınlaşması ile, "başkalarının hayatları" ile artık daha fazla iç içeyiz. Neredeyse kendi yaşamlarımızla hiç ilgilenmez olduk. Varsa yoksa sonu gelmez bir imajinasyon takıntısı. En usta illüzyonistlere taş çıkartacak gösteriler bunlar. Günlük yaşantımızı ele geçiren, iğreti kılık kıyafetlerle caka satma çabalarının yerini, sosyal paylaşım platformlarında profil oluşturma gayreti aldı. "Tefekkür" denilen ve iç dünyamızı genişleten o zihinsel üretimler ve hayatı yorumlama gayretleri asgariye inmiş durumda.

Burada ne tefekkürü yücelteceğim, ne de illüzyonist profil canavarlarını yerin dibine sokacağım. Göstermek istediğim tek şey, insan aklının ve duygularının zaman karşısındaki çaresizliği. Hayata nasıl yaklaşırsak yaklaşalım; olayları hangi açıdan yorumlamaya gayret edersek edelim; içinde bulunduğumuz toplumu veya bırakın toplumu, kendimizi birey olarak değiştirme gayretleri bile sonuçsuz kalacaktır.

Çünkü biz ideolojiler hakkında düşünürken bile savaş halindeydik. Biz her zaman ikiye, üçe ve n'e bölünebilecek ve sonsuz gruplar uluşturup birbirini yiyebilecek toplumlarız. Bizim kendimizi tanımamız imkansız. Bu tıpkı, insanın bilemediğini bilmesi gibi bir şey. Ben özgürlüğümün sınırlarının çok geniş olduğunu bilebilirim ama oraya ulaşamayacağımı da bilmek elimdedir aynı zamanda. 

Birbirimize gerçek anlamda dokunamayız biz. Sabahattin Ali'nin, "Kürk Mantolu Madonna"da ifade ettiği gibi bir sınır var bizim için diğer başka şeylere dokunduğumuz anda hissedebileceğimiz. Bir refleksiyon olan aklımızın kusuru bu. Denizin dalgaları gibiyiz; coştukça yol aldığımızı sanıyoruz. Halbuki en çok gürleyen, en büyük dalgalarda bile hiçbir yere gitmez su molekülleri...

Şu günlerde, şu zaman diliminde kim ne yapmış derdindeyiz yalnızca. Başkalarının hayatlarını didikliyoruz. 900 milyon üyesi bulunan Facebook bunun tek başına kanıtı olabilir. İnsanlara öğütlenen ise şu; "hiçbir şeyi bilmene gerek yok; yalnızca yaptığın işi bil yeter" ve başkalarının hayatları yalnızca güzel bir kurguya sahip, alman yapımı bir filmin adı değildir...

1 yorum:

  1. bir gün kendi yarattıklarımızın mahremiyetimizi nasıl yokettiğini görüp,korkacağız gibi geliyor bana ama ne zaman....ya da o gün geldiğinde hiç göremez olacak zavallı Y jenerasyonu üyeleri...
    @alewkeskin

    YanıtlaSil