Pages

7 Ağustos 2011 Pazar

Küçük Oyunlar


And this, our life, exempt from public haunt, finds tongues in trees, books in the running brooks, sermons in stones, and good in everything.                                                           
William Shakespeare

Bu teorimin özünde her insanın birer tiyatrocu kimliği olduğunu varsayıyorum. İnsanların bu tiyatrocu kimliği zaman zaman devreye girer ve uçaklardaki otomatik pilot mekanizması gibi işler. Bu durum iki insanın karşılıklı ilişkisinde her iki bireyin de otomatik pilot kıvamında düşünmesi ve konuşmasına şeklinde de görülebilir. Yani, taraflardan biri veya birkaçının mantıklı bir şey düşünmesine veya düşünerek çıkarsama yapmasına gerek yok. Sanırım Nassim Nicholas Taleb Siyah Kuğusu'nda bu durumdan bahsetmişti. Hatırladığıma göre O, insanların düşünüş biçimlerini Sistem 1 ve Sistem 2 diye ayıran bir kurumun (ki bu kurumun çok değerli üyeleri de varmış) üyesiymiş. Bu iki düşünüş sistemi benimde anlatmak istediğim konuda auto pilot ve manual pilot düşünüş biçimlerinin açıklamasıdır.

Tahmin edeceğiniz üzere Avrupalı Budist sayısı oldukça az. Ben bugüne kadar hiç Hinduist'e rastlamadım gezip gördüğüm şehirlerde. Meksikalıların sülalerinde harakiri yapana rastlayamamışlar. Çoğu insan birinci dereceden bir akrabasının vefatında çoğunlukla gözyaşı döküyor. Bazen bakıyorum da yaşadığım yerlerde gece geç saatlerde gezen kadınlara kötü gözle bakıyorlar. Oysa, başka şehirlerde durum çok farklı. Çoğunlukla yalnız yaşamama rağmen bu gece tuttuğum takım yenilince çok üzüldüm ama İngiltere vatandaşı hiç bir taraftar bu duruma üzülmedi. Benim bu halime de üzülmemişlerdir herhalde. 20 yaşında X ülkesinin bir vatandaşı ülkesi benim ülkemle kanlı savaşlarla dolu bir tarih yaşadığı için benim gibilerinin ölmesine sevineceğini belirtiyor. Halbuki ben onu hiç tanımadım.

Ah şu oynadığımız küçük oyunlar... Herkes ne kadar da ciddiye alıyor. Zengin işadamlarının çocukları çoğunlukla imam hatip okullarına ya da meslek liselerine gitmiyor. Anadolu'da bazı yörelerde babalar ne isterse çocuklar hala onu yapıyor. Dedemin dedesi için sağ - sol gruplarının düşünceleri zerre önemli değilmiş. O bahçesindeki gülleri sever, köydeki bir kaç aileyle de küs yaşarmış. Tabancayla tüfekle gelecek mutluluğu göremeden ölmüş ve de bahçesine güllerinin yanına gömmüşler.


Bazı zamanlarda drama oynuyoruz, bazen komedi, trajedi vs... İnsan olarak yaşayabilmek için önemli bunlar. Bazı zamanlar kızgın veya kırgın olduğumuzda artık böyle davranacağım ya da bir daha asla onun gibilerle muhatap olmayacağım deriz ve karşılıklı oyunlarda bu rolü seçer ve davranmaya çalışırız. Yani, insan için sabit bir hedef seçip yaşamını ona göre düzenlemesi huzur vericidir. Gayesi uğruna yaşayabildiğini düşündüğü anlarda mutludur fakat insanın çevre (her türlü insan ilişkileri ve diğer şartlar dahil) gibi çok değişkenli faktörler tarafından her zaman etki altında bulunması bu amacı uğruna yaşayabilmesini zorlaştırır. Eğer insan hayatında ölüm diye birşey olmasaydı bugün kaç insan dinin gereklerini yerine getirirdi diye de ayrıca sormak istiyorum. Evrenin, sınırlarımızın ne olduğu, ne olacağımızla ilgili düşünmüyoruz çoğu zaman. Belki zaman kısa ve çok fazla sorumluluk taşıyoruz hayatta ama bu küçük oyunlarla yaşayıp, "korkunun krallığı"nın hüküm sürdüğü bu dünyada belki çok çok az insanın birşeyleri gerçekten merak ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Küçük çocuklar ebeveynlerinin davranışlarını dikkatle takip eder ve neredeyse onların kopyası olurlar ve karakterleri ebeveynlerinin öğütlediği ve sergilediği davranışlar yönünde gelişir. Fakat görünen o ki yetişkinler de çevrelerinden kopya çektikleri küçük oyunlarla hayatlarını geçiriyorlar. Herkes birbirini takip ediyor ve bu oyunlar başımızı döndürüyor.

Gayeler ve hedefler küçük oyunlarımızın konusudur. Her türlü çevreniz ise seyircidir ve alkışlanıyorsanız yahut dikkat çekebiliyorsanız oyunu oynarsınız. Oyundaki karakterler ve oyunun konusuna (işbu faktörler oldukça fazladır ve dar bir bakış açısıyla düşünülmemelidir) uygun kostümü bulur ve giyersiniz. Örneğin trafikte, x inançlı, yüksek eğitimli, kilolu, orta zengin bir ailede yetişen vs. özellikleri bulunan siz için oyun farklıdır sayısız faktörden etkilenen ben için oyun farklıdır. Bu faktörler altında auto pilot konumda oyunumuzu (oyunun adı "trafikte") oynarız.

Bunların hepsinden öte bu oyunlarımız mutlak birer gerçek olamazlar. O yüzden hep değişirler, hep değişiriz. O yüzden yalnızlar duyguludur, oyunların dışında daha iyi düşünürler. Küçük oyunlar birer afyon belirli aralıklarla alınmazsa insanı sıkıntılar basar ve kişi tutunamaz. Hele ki,  gerçeklerden uzaklaşmışsa.

Dolayısıyla, perde asla kapanmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder