Pages

25 Eylül 2011 Pazar

Sağır İnsanlık


"It is better wither to be silent, or to say things of more value than silence. Sooner throw a pearl at hazard than an idle or useless word; and do not say a little in many words, but a great deal in a few".
                                                                                                             Pythagoras

Hiçbir sesi duyamadığımızı varsayalım. Doğadaki hiçbir sesi algılamadık ve algılayamayacağız da. Dalga seslerinin bir anlamı yok bizim için; rüzgarın ıslıklarını duyamıyoruz veya böceklerin gürültüsünden bihaberiz...

Hiçbir insanın kulağı olmasaydı; seslerin veya konuşabilsek bile iniltilerimizin bir anlamı da olmayacaktı. Tıpkı dilsiz insanlara özgü o tuhaf sessizliğin derin uğultusu içinde yaşayacaktık. O yüzden işitme duyumuz da, bize bambaşka bir boyut kazandıran bir özelliğimiz.

Duymasaydık ne sevgi sözlerinin anlamı kalırdı; ne de nefret sözlerinin. Doğru veya yanlış hiçbir şey duymayacaktık. Belki de bu yüzden hiçbir gerçekliğimiz olmayacaktı. Yalnızca mimiklerimiz, resimlerimiz, ve beden dilimiz duygularımızın rehberi olabilecekti. Sağır olmamızdan ötürü, yazın türleri de gelişemeyecekti olasılıkla. Kelimeleri olmayan insanlar için aşk şiirleri, felsefi çözümlemeler içeren kitaplar da olmayacaktı.

Ve müzik de olmayacaktı tabii. Bize yakın gelen, duygularımızı değiştiren o melodileri tanıyamayacak, bilemeyecektik. Tıpkı çok büyük yıldızların, evrenin uzak köşelerinde salınırken, çıkardıkları o müthiş uğultuyu bilemediğimiz ve olasılıkla da bilemeyeceğimiz gibi.

İşitmemek, sözcüklerin olmaması demek; sözcüklerin olmaması, yazının ve müziğin olmaması demek; yazının ve müziğin olmaması da; insanın yalnızca kafasının içini dinlemesi demektir. Bomboş ve sersem bir uğultu... Tıpkı en uzak yıldızların, salınırken çıkardıkları uğultu gibi...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder