Pages

29 Temmuz 2018 Pazar

Hiçliğin Kuklası

Caspar David Friedrich - Meşe Ormanında Manastır
"Canavarlarla savaşanlar, sonunda canavar olmamaya dikkat etmelidirler. Ve bir boşluğa uzun süre bakarsan, boşluk da sana bakar."   Friedrich Nietzsche
İnsan ışığı kıran bir prizma gibidir. Işığı kırar, içinden renkler çıkar. Bu aynılığın sona ermesidir. Bir anda ilerleme, değişme, dönüşme başlar. Aslında ilerleme, değişme ya da dönüşüm; hiçbiri doğru sözcük değildir. Şöyle der Nietzsche; "Her şey gider, her şey geri gelir, sonrasızca döner varlık çarkı. Her şey ölür, her şey yine çiçeklenir; sonrasızca sürer varlık yılı." Bu varoluşçuluğun nihilizme değdiği noktadır. Etkin miyiz; yoksa nesnelerin nesnesi miyiz? Varoluş sadece bir farkındalık mı?

Kayıp. Kaybolmuş biri. Sözcüklerin, duyguların, ilkel içgüdülerinin ardında görünmeyen birileriyiz. Dünyaya fırlatılmış varlıklar. İnsan özgür olmaya mahkumdur, der varoluşçular. Kötümser bakanlar ise, insanın iradesini bir yanılsama olarak görürler. İstediğinizi yapmakta özgürsünüz, ama istediğinizi isteyemezsiniz, der Schopenhauer.

Eylemlerime nesneler (duygular, düşünceler) karar verecek. Bilincimin duygularıma hükmedebileceği sanrısı beni "biri" olmaktan kurtaramayacak. İnsan davranışlarının %95'i bilinçdışı gerçekleşmektedir. Bilincime uğrayan her düşüncede iradenin tarafımca gerçekleştiğini düşüneceğim. İşte temel fark burası. Bilincim tarafından değerlendirilen seçim (yargı, ing. judgment), eylemi gerçekleştirme ve gerçekleştirmeme olasılıkları arasında gidip gelir. Burası kendimi özgür sandığım yer. Çünkü yapmak veya yapmamak elimdedir. Ama burada bir sorun var:

i.) Eylemleri belirleme kriterlerim (deneyimler, gelecek planları, genetik, duygular vs.) benim iradem tarafından mı belirlendi? Hayır.

Bir insanı gerçekleştiren tüm o geçmiş yollar ve hazır bulunan duygular ve genetik, bireye, adını ve senaryosunu bilmediği bir senaryoda durmadan sufle vererek yönetir. Bir kuklayız biz. Sadece yaşadıklarını gözlemleyen bir iç görü var bizde. İşte orada kaybolmuşuz. Kuklacının sahibinin elinde, zoraki oynadığını hissetmesi gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder